Türkçe:(40 Soru)
Temel Matematik:(40 Soru)
Sosyal Bilimler:(20 Soru)
Fen Bilimleri:(20 Soru)

About Me

Recent Posts

14 Mart 2020 Cumartesi

MEME SAĞLIĞI, HİJYENİ VE MASTİTİS

  MEME SAĞLIĞI VE SAĞIM HİJYENİ

Süt sığırları, konforlu bir ortamda günde 2 defa uygun sağım tekniği ve hijyen kuralları çerçevesinde en kısa sürede sağılmalıdır. Sağımdan önce sağıma memenin hazırlanması için özel süt kontrol kupalarına elle birkaç damla süt sağıp, sütte bir anormallik olup olmadığı kontrol edilmelidir. Alınan birkaç damla süt ele veya yere sağılmamalıdır.  
    
Sağım esnasında yapılması gereken işlemler     
    
1- Eldiven kullanımı,  
2- Meme başlarının ön daldırma 
solüsyonuna veya köpüğüne daldırılması,  
3- Her memeden 3-4 sıkım sütün mastit kontrol kabına alınarak kontrol edilmesi,
4-Temiz bir bezle (tek kullanım) meme başlarının silinerek kurulanması,  
5-Meme başlarına süt sağım makinası vakumlarının takılması ve sağım 
tamamlanınca vakumlarının çıkarılması, 
6- Meme başlarının antiseptik solüsyonuna daldırılması.

Sağım başlığı memeden uzaklaştırıldıktan hemen sonra, meme başları sağım makinesi iç lastiğinin temas ettiği yere kadar dezenfekte edilmelidir (tercih meme başının antiseptikli solüsyona daldırmasıdır -teat dipping). 
Sağımcıların her sağımda ineklere sakin ve güven verecek şekilde davranması için iyi düzeyde motivasyonun sağlanması, meme sağlığı açısından çok önemlidir. Ayrıca,  sağımcılar, memenin yapısı, süt salgılanmasının fizyolojisi ve sağım makinasının çalışma mekanizması hakkında temel bilgilere sahip olmalıdır. 
Sağım başında %2 olan sütte yağ oranı, sağım sonunda %15’in üzerine çıkmaktadır. Bu nedenle memede 400 ml den fazla süt bırakılmamalıdır. Kuralına göre yapılan bir sağımda, memede kalan süt miktarı 200 ml’yi geçmemektedir. 
Üç sağım yapılan ineklerin, iki sağım yapılanlara göre % 10-20 oranında daha fazla süt vermesi ile klinik mastitis olgularında belirgin bir azalmayı sağlaması gibi olumlu etkileri olmakla birlikte, doğumdan sonraki ilk 20 günde ineğin enerji açığını şiddetlendireceğinden günde ikiden fazla sağım yapılması önerilmemektedir.  
Sağım başlıklarının ve borularının temizliği, sağılmış sütün derhal soğutularak, soğuk ortamda işleneceği ünitelere nakledilmesi sütteki bakteri yükünü ciddi oranda azaltacaktır.  
Sağım makinesi her zaman iyi işler durumda olmalı, periyodik olarak temizlenmeli ve bir uzman, teknisyen ya da servis elemanı tarafından bakımı yapılmalıdır. Devasa özelliklere sahip meme dokularını her gün defalarca elleyen sağım makinelerinin, her sağımda görevini iyi yaptığından emin olunmalıdır. Tüm sağım makineleri, her yıl en az iki defa düzenli olarak kalibre (ayarlanma) edilmelidir. 
Elle sağımda mümkünse inekler ahırda değil, açık alanda sağılarak kapalı ortamda havada yoğun olarak bulunan koku ve bakterilerin süte geçmesi önlenmelidir.


  Hastalığın bulaşması

Sağım sırasında bakteriler, inekten ineğe sağımcının elleri, meme başı lastikleri ve tek kullanımlık olmayan bezlerle bulaşabilmektedir. Sağım öncesi meme başlarına dezenfektanlı ön daldırma solüsyonu veya köpük uygulanmaması, meme başından süte geçebilecek bakteri yükünü artıracağı gibi mastitis riskini de yükseltmektedir.  Sağım öncesi kontrol ve sütün indirilmesinin uyarılması amacıyla ön sağımın yapılmaması,  klinik mastitisin teşhisini ve tedavisini zorlaştırdığı gibi mastitisin diğer ineklere yayılması için de ortam oluşturmaktadır.  Doğru, hızlı ve tam bir sağım için 12-15 saniye sürecek bir meme uyarımı (ön sağım, ön daldırma) yapılmasını takiben 1-2 dakika içerisinde sağım başlığı memeye takılmalı ve vakum kesilmeden de memeden çıkartılmamalıdır. 

Meme ödemi; meme ve meme altı derisi altında aşırı derecede sıvı birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Yeni doğum yapacak düvelerde ve yüksek verimli ineklerde daha çok görülmektedir. Aşırı yağlı ve/veya ileri yaşta tohumlanan düveler, doğum öncesinde aşırı beslenenler, rasyon dengesizlikleri ( sodyum ve potasyum fazlalığı) ve yetersiz eksersizlere bağlı olarak şekillenebileceği unutulmamalıdır.   


Meme Kirlilik Skorları 
Meme yüzeyi temiz % 2-10 düzeyde, hafif kirlilik % 10-30, aşırı kirlilik %30’undan oranında fazla olduğu durumlarda.
Meme kirlilik skorları, meme sağlığı ve sütün kalitesi üzerinde etkili olmaktadır. Skor 1-2 meme sağlığı ve kaliteli süte güvence oluştururken, Skor 3-4 ise mastitise zemin oluşturmaktadır.  

Somatik Hücre Sayısı (SHS); 1 mililitre sütün içindeki hücre (akyuvar + epitel) sayısını ifade etmektedir. Somatik hücre; vücuttan türemiş/kökenli hücre demektir. Normal bir memeden alınan süt içindeki somatik hücrelerinin %75-85 ‘i lökositlerden, geri kalan % 15-25 ise epitel hücrelerinden oluşmaktadır. Doğumdan hemen sonra (ilk üç gün) ve laktasyon sonunda süt sentezleyen epitel hücreleri önemli ölçüde yenilendiğinden, bu fizyolojik dönemde epitel hücre sayısı ve toplam Somatik Hücre Sayısı (SHS) yükselmektedir.  

Somatik Hücre Sayısını (SHS) artıran diğer faktörler; mastitis, yaşlılık (yaşla birlikte artar), ırk (ayshire ırkı ineklerde holsteinlere göre daha düşük), mevsim (sıcaklık, nem), stres, bölge (sıcaklık, nem), sağım sayısı, kötü barınaklar, yüksek kirlilik skoru ve kötü bakım besleme koşullarıdır. 
Tank somatik hücre (akyuvar + epitel hücre) sayısında kritik eşik olan 200.000 üzerindeki her 100.000’lik artış; süt üretiminde % 2,5’lara varan azalmanın yanı sıra mastitisli meme lobu sayısında % 5 oranında ekstra bir artışa neden olmaktadır.  
Somatik Hücre Sayısı (SHS) ile enfeksiyon varlığı doğru orantılıdır. Değişken olmakla birlikte bir inekte Somatik Hücre Sayısı 280.000’nin üzerinde ise mastitise (enfekte) yakalanma olasılığının da  % 85 ‘in üzerinde olduğunu gösterir. 


  Mastitis 

Meme dokusunun yangısı olarak bilinir. Mastitis genellikle laktasyon ile ilişkili olup, oluşum nedenine göre; enfeksiyöz, travmatik veya toksik, seyrine göre; klinik veya subklinik, süresine göre de akut veya kronik olarak sınıflandırılmaktadır. Mastitisin sebepleri, daha çok hazırlayıcı (çevre kaynaklı) ve yapıcı (mikroorganizmalar) olmak üzere iki başlık altında toplanabilir.  
İnekler, mastitise yol açan 200 den fazla bakteri türü ile aynı ortamda yaşarlar. Bu nedenle, mastitise karşı her zaman ve her noktada uyanık olma zorunluluğu vardır.
.                             CMT testi
.   
Mikroorganizmalar; memeye daha çok meme başı kanalından olmak üzere, dolaşım (kan-lenf) ve meme başı derisindeki sıyrık, yara ve berelerden girmektedirler. Tedavi süresince mastitisli süt, sağlık riski nedeniyle kesinlikle insan veya hayvan gıdası olarak kullanılmamalıdır. Sütçü veya kombine verim yönlü ineklerde artan süt verimine bağlı olarak, mastitis, ekonomik kayıplara neden olan hastalıklar içerisinde % 30-40’lık bir paya sahiptir.

 Mastitis kaynaklı kayıplar; 
- Verim düşüklüğü, 
- Sütün kalitesindeki değer kaybı ve satış fiyatının düşmesi, 
- Emek ve zaman kaybı, 
- İlaç ve tedavi gideri, 
- Gıda kirliliği, 
- Kilo kaybı, ölüm 
- Dölverimi kaybı, 
- Mastitisli ineklerin elden çıkarılması (reforme edilme), şeklinde sıralanabilir. 
AB Ülkelerinde mastitisin (klinik ve subklinik)   maddi kayba sebep olduğu hakkında çok sayıda yayın vardır. Mastitis vakası başına maliyet, çiftlikler arasındaki farklılıklardan dolayı çiftlikten çiftliğe göre değişiklik göstermektedir. Genel ortalamalardan ziyade işletmedeki klinik ve subklinik masttise bağlı mali kayıplar öncelikle doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Çiftlik sahibi ve sorumlu veteriner hekimi işletmedeki mastitis maliyetlerine odaklanmalı en çok fayda sağlayacak koruma ve kontrol programlarını birlikte oluşturmalıdırlar. 

Subklinik (gizli/görünmeyen) mastitis; inekte, memede veya sütte her herhangi bir belirti vermeyen ancak süt verimini ve kalitesini önemli ölçüde düşürmekle karakterize bir mastitis şeklidir. % 3-25 oranında süt kaybına neden olan subklinik mastitis en sık karşılaşılan mastitis formudur ve mastitise bağlı süt kayıplarının çok büyük bir kısmını (% 70) teşkil etmektedir. 
Yapılan araştırmalarda, ülkemizde subklinik mastitis görülme sıklığı bölgelere göre değişiklik göstermekle birlikte ortalama %30 olarak tespit edilmiştir. Bölgeler arası yüksek oranda farklılığın; verim, sağım ve altlık yönetimi ile bölgelerin sıcaklık ve nem oranından (SNİ) kaynaklandığı düşünülmektedir.  

Klinik (belirtili/gözüken) mastitis; memede ateş, kızarıklık, şişlik, ağrı, süt veriminde azalma, memeden süt yerine su, pıhtı, kan gelmesi, hayvanın genel durumunda bozukluk, neşesizlik, iştahsızlık ve ateş gibi belirtilerle seyreden mastitis şeklidir.  
Her bir meme lobunda meydana gelen iltihabi durum, bir klinik mastitis vakası olarak ele alınmalıdır. Tek bir ineğin 4 meme lobunda klinik mastitis şekillendiyse bu 4 mastitis vakası olarak kayıt altına alınmalıdır. 
 İşletmede aylık klinik mastitis oranı % 2’nin altında olmalıdır.  
Verimliliğin sürdürülebilmesi ve meme sağlığı için;  
-Barınakların temizliği, havalandırması, ışığı ve neminin kabul edilebilir seviyede tutulmasına, 
-Yatakların düzenli olarak temizlenmesine veya değiştirilmesine, 
-Yatma yerlerinde bakteri üremesini en düşük seviyede tutan temiz kum altlık kullanılmasına,  
- Sağmal inek vücudunun sürekli kuru ve temiz olmasına, 
- İşletmede elde edilen sütlerde (tank) somatik hücre sayısının 200.000 den düşük olmasına, 
- Doğum öncesi memede ödem oluşmaması için, rasyonlarda sodyum ve potasyum alımının ayarlanmasına, 
- Sıcak stresine karşı tedbir alınmasına, 
- Meme kıllarının kesilmesine, 
- Lezyonlu meme başı derisi somatik hücre sayısında önemli oranda (%30-40) artışa neden olmaktadır. Meme ve meme başının lezyonlardan(yaralanmadan) korunmasına,  
- Somatik hücre skoru iyi olan damızlık boğalara ait sperma kullanılmasına, 
- Yemlere meme sağlığını koruyan selenyum, çinko ile D ve E vitamini içeren katkıların ilave edilmesine, 
- Sürünün kapalı olmasına (dışarıdan şüpheli damızlık dişi hayvan alınmaması), 
- Sineklerle mücadele edilmesine, 
- Düve doğumlarının ilkbahar sonu ve yaz başlarına denk getirilmemesine, 
- Sütün kolayca inmesi için ineklere iyi davranılmasına, 
- Sağım makinelerinin periyodik olarak bakım ve kalibrasyonuna, 
- Stresiz ortamda sağımın zamanında yapılmasına, 
- Her yıl sağılan ineklerden ortalama % 20-25’nin (yaşlı, verimsiz, hasta vb.) gençlerle yenilenmesine, 
- Sarkık memeli inekler ile meme başı aşırı kısa-uzun ya da aşırı kalın-ince inekler zaman içerisinde seleksiyona tabi tutulmasına,  
- Meme başı sfinkterleri gevşek olan yani sıklıkla memede sızıntısı olan ineklerin sürüden çıkarılmasına,  
- Sıklıkla emilen buzağı-dana-düvelerin sürüden çıkarılmasına,  
- İlk buzağılama yaşının 30 aydan yüksek olmamasına, 
- Mastitisli ineklerin erken fark edilmesine, 
- Mastitisli hayvanların ayrı sağılmasına veya sona bırakılmasına,  
- Mastitli ineklerin günde 4-6 kez sağılarak, memede oluşan toksinlerin dışarı atılmasına,  
- Sağım öncesi ve sağım sonrası meme temizliği ve asepsisine, 
- Meme ve meme başlarının sağımdan önce ıslatılmaması veya yıkanmaması,  ıslaksa veya yıkanmışsa da iyice kurutulduktan sonra sağım yapılmasına, 
- Sağımdan sonra kilitleme (yatmasını önleyecek şekilde bağlama) ve yemleme yapılarak, meme süt kanalı kapanana kadar (1 saat) ineklerin ayakta bekletilmesine, 
- Kuru dönemin başlangıcı ve sonu laktasyon dönemine göre yedi kat daha fazla mastitis riski taşımaktadır. Bu nedenle doğumdan önceki iki ayda (kuru dönem) gebelerin temiz, kuru, bol altlıklı ve kalabalık olmayan yerlerde barındırılmasına, 
- Kuru dönemde oluşan subklinik enfeksiyonlar, laktasyon döneminde oluşan yeni meme içi enfeksiyonlardan daha fazla oranda doğum sonrası klinik mastitislere neden olmaktadır. Bu bağlamda kuru dönem sağıltım programına, 
- Kuru dönemde meme içine uygulanan antibiyotikler, yavaş çözüldüğünden en az üç hafta süreyle etkisini sürdürmektedir. Bu nedenle kuru dönemde yapılan sağaltım aynı zamanda yeni enfeksiyonların önlenmesinde de kilit önemdedir. 
-Sürekli somatik hücre sayısı yüksek olan ve sık sık (1 laktasyonda 3’den fazla) mastite yakalananlar ile kuru dönemde problemi çözülmeyen mastitisli hayvanların sürüden çıkarılmasına, 
- İşletmede veteriner hekiminizin önerisine göre mastitise karşı bir korunma planına sahip olunmasına, dikkat edilmelidir. 

Hiç yorum yok:
yorum

Social