Türkçe:(40 Soru)
Temel Matematik:(40 Soru)
Sosyal Bilimler:(20 Soru)
Fen Bilimleri:(20 Soru)

About Me

Recent Posts

29 Şubat 2020 Cumartesi

ANAPLAZMOZİS




            ANAPLAZMOZİS

   Koyun, keçi ve sığırlarda Anaplazma familyasına bağlı protozoon tarafından meydana getirilir. Zayıflık, halsizlik, anemi ve sarılık meydana gelir.


         Etiyoloji

   Sığır, koyun ve keçilerde hastalığı etkeni anaplasma marginale ve anaplazma centrale adlı protozoon'dur. Koyun ve keçilerde anaplazma ovis tarafından meydana getirilen enfestasyon ise subklinik seyirlidir.


        Patogenez

   Bu hastalıkta görülen anemi primer özelliktedir. Derecesine göre eritrositler içine yerleşmiş protozoonların miktarına göre değişir hematokrit değer ve eritrosit sayısında düşme görülür. Frotilerde açık renkte kan görünümü beden ısısında yükselme ortaya çıkar. Hastalık kaynağını portür hayvanlar oluştururlar. Hayvandan hayvana geçiş ise kan emici vektörler rol oynamaktadır. 


        Semptomlar

   Doğal enfestasyonlarda kuluçka süresi 3-4 hafta deneysel enfestasyonlar da ise 1-5 hafta kadardır. Beden ısısı yavaş yavaş yükselir ve yüksek kabiliyette denilecek formda seyreder, iştah değişkendir. Hayvan bu zaman içerisinde ölebilir. Mukozalar akut devrede solgun ve hafif ikteriktir. Hemoglobinüri görünmez. Perakut olaylarda ise beden ısısı aniden yükselir anemi şiddetli ve 24 saat içerisinde ölüm meydana gelir. Gebeler abort yapabilir, erkek hayvanlarda ise testisler fonksiyon kayıpları görülür. Ekstravasküler hemoliz şekillenir. 15-20 gün boyunca yüksek ateş görülür. Eritrosit sayılarında çok fazla azalma görülür. Ayrıca iştah kaybına bağlı olarak konstipasyon ve ishal görülebilir.


Çene altı lenf yumrusunda şişlik

Çene altında hafif şişlik ve tüy ve deri dökülmesi 


Mukuza'da belirgin sarılık 




          Otopsi

   Makroskopik olarak zayıf karkas, ikterik ve solgun dokular, kanın sulu oluşu, karaciğerde büyüme ve portakal sarısı rengini alması, böbrekler konjesyonedir, dalakta büyüme ve kıvamda yumuşama, kalp kasında kanama odakları görülür.



          Tanı

   Frotilerin Giemsa ile boyanmasında etkenlerin görülmesi. Frotilerde eritrositler içinde koyu mavi veya mor renkle boyanır. Nokta şeklinde etkenler görülür bu etkenler ortada ise A.centrale kenarlarda ise A.marginale'dir. Mukozalarda kanama lezyonları ve anemik tablo seyreder. Babesia'da hemoglobinüri vardır. Eritrositler içerisinde  çift armut şeklinde etkenler bulunur.

Anaplazma marginale



Anaplazma centrale


        Sağaltım

   Sağaltım'da geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır oksitetrasiklin gibi. Oksitetrasiklin dozu 10-30 mg/kg'dır. Ayrıca İmidokarp ve amicarbalide sağaltımda yararlanılır. Antelmentik ilaçlar ve %30 luk dekstroz kullanılabilir.


        Korunma

   Kan emici vektörlerin bulaştığı meralar dinlendirmeye bırakılmalıdır. Aşılama çalışmaları yapılmalıdır.

OVARYUM KİSTLERİ

ETİYOLOJİ
Ovaryum kistleri konjenital olarak veya neoplazik nedenlerle ya da ooforitise sekonder olarak ortaya çıkar. Ovaryum kistleri nadiren fonksiyoneldir ve hormon sentezleyebilir. 
KLİNİK GÖRÜNÜM 
Kistler küçükse herhangi bir klinik bulgu olmayabilir. Büyük kistler kanında genişlemeye dispneye neden olabilir. Bazı kuşlarda ortaya çıkan kasılma zaman zaman kloakal prolapsus ile sonuçlanır. 
TEDAVİ
Ultrason rehberliğinde transsölomik aspirasyon yöntemi,  endoskopik aspirasyon veya cerrahi aspirasyon ile kistin aspirasyonu gerçekleştirilebilir.
 Ovaryumun komplike damarlaşması nedeniyle kısmi ya da total başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi zor olabilir.İyi büyütmeli operasyon mikroskopu olmadan bu işleme girişilmemelidir.
 Kuşlarda ovaryum kistlerinin çözümünde noninvaziv tedavi seçeneği olarak hormonal tedavi önerilmektedir. 
 Bu durumun uzun vadeli çözümü zordur ,hastalığın lüks etme olasılığı bulunduğundan hastaların düzenli olarak gözlenmesi çok önemlidir. 

DIŞ KULAK YANGISI

ETİYOLOJİ 
Otitis eksterna nadie görülen bir hastalıktır.  Bakteri , mantar,  mikrobakteri ya da artopod enfeksiyonları sonucu gelişebilir. Genel bir cilt hastalığının uzantısı olarak ortaya çıkabilir , neoplazi veya travmaya bağlı olabilir. 
KLİNİK BULGULAR 
Kulak yangısı bulunan kuşlar genellikle kafa sallama , esneme , baş eğme ve ataksi gösterirler. Daha yakın bir inceleme ile seröz , pürülan veya hemorajik bir kulak akıntısının varlığı anlaşılır . Kulak kanalında akıntı materyali olabilir .Kulak çevresinde şişlik ,kızarıklık, tüy dökülmesi ve çoğunlukla kuşun kendisini sürtmesiyle oluşturduğu enfekte doku hasarı görülür. Kulak kanalı ve çevresinde hiperkeratoz olabilir. Bazı kronik olgularda, kulak kanalı daralmış veya kapanmış olabilir. 
TANI
Tanı klinik belirtiler , sitoloji ve kültüre dayanmaktadır .  Kulak kanalı daraldığında 1.9mm'lik den daha kalın ve sert bir endoskop kullanılamadığında görüş zor olacaktır.Tedaviye cevap vermeyen olgularda , hastalık sürecini daha iyi değerlendirmek için biyopsi gerekebilir.
TEDAVİ
Kültür sonucuna göre sistemik ve topikal antibiyotikler , kulak özellikle ağrılı veya şişmiş ise Meloksikam veya başka bir NSAID verilebilir. Salin solüsyonu ile dikkatli şekilde yıkama kulakta biriken eksüdanın çıkarılmasına yardımcı olunabilir , bunda başarılı olunmazsa küretajla kulak kirinin temizlenmesine çalışılır. 

SU SAKAĞISI-GURM




            SU SAKAĞISI (GURM)

   Atların burun, farenks mukuzasının yangısı ve bölgesel lenf yumrularının abseleşmesiyle karakterize, ateşli, bulaşıcı ve akut seyirli bir enfeksiyondur.



          Etiyoloji

   Hastalığın etkeni Streptococcus equi'dir. Burun akıntısında ve irinleşen lenf yumrularında bulunur. Kapsüller ısıya karşı dayanıksızdır.



         Patogenez

   Etkenler burun mukuzasına girer, burun ve farenkte yangılaşmaya neden olur. Lenflerde dolaşan etkenler abseleşmelere neden olur. Daha sonra generalize lenf yumrularına geçerek orada abseleşmelere neden olur patlayan abseler vücudun bir çok organına yayılır. Purpura hemorajika gibi komplikasyonlar ortaya çıkar.



         Semptomlar

    Hastalıkta kuluçka süresi 4-8 gündür. Fakat daha kısa sürede enfeksiyon meydana gelir. İlk belirtileri iştahsızlık ve yüksek ateş, daha sonra durgunluk ve solunum hızlanması görülür. Birkaç gün içerisinde iki taraflı burun akıntısı başlar. Yoğun akıntıya bağlı olarak üst dudakta mukuprulent bir akıntı birikir. Genellikle faringitis şekillenir. Hastaların boyunları gergin ve başları ileriye doğru uzanmıştır. Regürgitasyon şekillenir. Farenks şişkinleşmiş ve palpasyonda ağrı vardır. Hastalığın ilk günlerinden sonra çene altı ve lenf yumruları sıcak, duyarlı ve ödemlidirler. Daha sonra bu apseler zamanla patlar ve içerisinde bol miktarda irin akar. Bu dönemde şekillenir hayvanda öksürük görülür. Apseler açıldıktan sonra yara zaman içerisinde kendiliğinden kapanır ve hasta iyileşir. Fakat iç organlarda yeni odakların oluşması hastalığın septisemiye dönüştüğünü işarettir. Ploritis, nefritis ve peritonitis gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.




Burunda akıntı ve yaralanmalar

Burunda tek taraflı irin akıntısı 



          Prognoz

    Taylarda oluşan enfeksiyonlar prognuzun kötü olduğunun göstergesidir. Erginlerde apselerin açılması prognozu iyiyi gittiğine işarettir. Fakat hastalık septisemiye dönüştüğü zaman ölüm kaçınılmazdır. Apseler bazen dışarıya doğru bombeleşme yapar.



          Tanı

    Hastalıkta ilk başta durgunluk, beden ısısı yükselmesi, iştahsızlık çift taraflı burun akıntısı, çene altında lenf ödem sıcak ve ağrılı görünüm tanıda yardımcı olur. Kesin tanısı için burun akıntısı ve lenf yumrusunda yapılan punksiyonla içeriğin incelenmesidir.


Streptococcus equi ekim yöntemiyle görüntüsü

Sporlu üretimi 

 

      Sağaltım

    Hasta hayvanlar tozsuz, cereyanı olmayan ve ılık yerde istirahate alınmalıdır. Hastalara yüksek dozda antibiyotikler verilmelidir. Penisilin ilk enjeksiyon kristal ve prokain penisilin karışımı şeklinde olmalıdır. Daha sonra tetrasiklin verilebilir. Apse olgunlaştırmaya çalışılır. Apse olgunlaştıktan sonra apse drene edilir ve %3'lük oksijenli su ile içleri temizlenir ve antibiyotik uygulanır.



          Korunma

    Şüphe duyulan hayvanlar sürüden ayrılır. Karantinaya alınır. Hazırlanan ticari aşılarla 2-12 aylık olan taylar, 10 gün arayla üç kez aşılanır. Erginlere ise yine üç kez ve 10-14 gün arayla aşı yapılır.
 

KEÇİ CİĞER AĞRISI




            KEÇİ CİĞER AĞRISI

  Özellikle Akdeniz ülkelerinde ve tropik bölgelerde keçilerde görülen akciğer ve plöra yangısıyla karakterize bulaşıcı bir hastalıktır.


          Etiyoloji

   Hastalık etkeni Mikoplazma grubundan mikoplazma mycoides ve mikoplazma capricolum'dur.

 
Keçilerde froti muayenesinde mycoplazma mycoides etkeni


 
Mikroskopta farklı bir görüntü olarak mycoplazma mycoides
        
           Bulaşma 

  Hastalık solunum yolu ile bulaşma görülür. Hastaların ve portürlerin akciğer ve burunlarından gelen eksudatta bol miktarda etken bulunmaktadır. Bunun yanında öksürük ve tıksırık ile bulaşabilir. Bunun dışında bakım beslenme koşullarının kötü olması soğuk, açlık ve diğer stres faktörleri önemli rol oynamaktadır.


          Semptomlar

  Hastalığın kuluçka süresi 5 ile 15 gündür. Başlangıç devresinde 41.3 -42.4 C varan yüksek ateş görülür. Başlangıçta tek tük görülür daha sonra hızla yayılıp tüm sürüde görünür. Yüksek ateşin yanında ağrılı öksürük, hafif sarımtırak kanlı burun akıntısı, solunum güçlüğü ve yüksek nabız gibi bulgular ortaya çıkar. Burun mukozası hiperemiktir. Akciğer oskültasyonunda ıslık sesine benzer sesler ve raller işitilir. Hayvanlarda solunum ağrılıdır, basınçtan dolayı ağrı ve inleme ortaya çıkmaktadır. Kronik durumda diş gıcırtısı, hayvanlar sürünün gerisinde kalır, bağırırlar, genel durum fazla bozulmaz öksürük, iştahta azalma, salya artışı, artritise bağlı topallıklar görülür. Gebelerde yavru atma mortalite %70-90 arasında değişebilir. 

Keçide burun akıntısı



Vücudun birçok yerinde görülen semptomlar
   
           Otopsi
         
  Otopside lezyonlar hastalığın seyir ve hızına göre değişir. Akut olaylarda akciğerlerin orta kısımlarına yerleşmiş hepatize odakları görülür. Lezyonlar peribronşial odakları şeklinde başlar ve bu odaklar yüzlek oldukları zaman, lokal fibrinöz bir şeklindedir. Akciğerlerin kesit yüzlerinde mermerimsi bir görünüm vardır. Bu görünüm mozaik tarzında griden kırmızı değişen renkler bozukluklar gösteriyor akciğerde eksudat birikmiştir. Plöra yaprakları 1 cm'ye kadar kalınlaşmış yapışkan bir kitlesiyle örtülmüş ve göğüs kafesinin iç yüzüne yapışmıştır. Göğüs boşluğunda birkaç litreye varan bir sıvı toplanmıştır. Bronşlar fibrinli bir eksudatla dolmuştur. Lenf düğümleri ve dalak şişkindir. Mükoz zarlarda peteşiyal kanamalar vardır. 



           Tanı 

  Hastalığın özellikle keçilerde görülmesi ve otopsi bulgularına bakılarak. Kesin olarak ise laboratuvar muayenelerinde ELİSA yöntemi yapılarak tanı konur.



       Sağaltım 

   Hastalar ayrılık temiz bir yerde bakıma alınır. İlaç olarak öncelikle Tylosin 10 mg/kg ve Oksitetrasiklin 15 mg/kg gün 3 gün süreyle kullanılır.


            Korunma 

  Hasta hayvanlar sürüden ayrılır. Ölen veya kesilen hayvanların plörasında biriken sıvıda bulaşması engellenmelidir. Aşı uygulaması yapılmalıdır. 


GANGRENLİ PNÖMONİ-ASPİRASYON PNÖMONİSİ



     GANGRENLİ PNÖMONİ-ASPİRASYON PNÖMONİSİ

  Akciğer dokusunun kokuşma bakterileri etkisiyle nekroze olmasıdır. Genellikle istenmeyen maddelerin akciğere kaçması ve doğumda yavrunun suları tutmasıyla ortaya çıkar.


           Etiyoloji

   Hayvanlara ilaç verilirken dilin tutulması, hayvanın hareket etmesi bağırması, sondalama sırasında sondanın trahea'ya girmesi veya hayvana ağızdan ilaç verirken fazla zorlanması özefagusun tıkanması durumunda hayvanın aldığı yemin ve içtiği suyun mideye gitmeden akciğere gitmesi. Sulu ve yakıcı olmayan ilaçlar gangrenden çok akciğer hiperemisine yol açar. Fakat hayvanlara ilaç verirken ağızda birikmiş gıda parçası varsa,bunlar ilaçları akciğere götürüp sürünmesine yol açar ve gangren oluşur.


          Semptomlar

    Semptomlarda en önemli şey iyi bir anemnazın alınmasıdır. Ağızdan zorla ilaç verildiyse verildikten sonra hayvanın şiddetli bir şekilde öksürüp öksürmediği, solunum güçlüğü gösterip göstermediği sorulur. Bunları takiben aniden şiddetli ve nöbet şeklinde öksürük, öksürük sonunda hızlanma ve durgunluk gibi belirtiler dikkati çeker. Akciğerde oskültasyonda yaş hırıltılar duyulur daha sonra hırıltılar kuru özellik alır 2 gün içerisinde beden ısısı yükselmeye başlar.  Damarlarda dolgunluk dikkati çeker. Perküsyonda akciğerlerin orovental bölgelerinden başlamak üzere kaududorsale doğru genişleyen bir matlık saplanır. Daha sonra hayvan öksürdükten veya şiddetli solunum yaptıktan sonra çıkan solunum havası fena kokuludur. Burundan kötü kokulu kahverengi grimsi renkli ve koyu kıvamda akıntı gelir. Akciğerde kavernler ( boşluk) oluşmuştur. Perküsyonda çatlak testi sesi alınır.

         
Buzağıda aspirayon pnömonisinden dolayı durgunluk- Sığırda ise gangrenleşmeye başlayan burun ucu 


         Tanı

   Hastalığın ortaya çıkmasında en büyük etken ilaçların yanlış yutturulmasıdır. Tanıda en önemli faktör anemnaz olup, solunum havasının ve burundan gelen akıntı kokusu, kıvamı renginin değişik özellikte olması yeterlidir. Burun akıntısı %10'luk KOH veya NaOH solüsyonları içerisinde kaynatılıp distile suyla sulandırılır santrifüje  edildikten sonra mikroskop altında muayenesi yapılırsa plastik akciğer iplikçilerinin görülmesi tanıyı kolaylaşır.



          Otopsi 

     Otopside akciğerlerin orovental loblarında esmer, koyu siyah renkte, kesit yüzünde sulu, yağlı, irinli bir kitle göze çarpar. Kavern oluşumları dikkati çeker.

       
Gangrenleşmesi tamamlanmış akciğerin, karaciğer kıvamı ve rengi alması




Kabuklanma ve gangrenleşmeye başlayan akciğer (Kuzu) 


         Sağaltım

    Öncelikle hasta hayvanların havadar, hijyenik ve havanın iyi olduğu yerde istirahate alınır. Daha sonra geniş spektrumlu antibiyotik ve sülfonamidler verilir. Öte yandan trahea içine antibiyotik solüsyonlar enjekte edilebilir (penisin gibi). Bazı durumlarda ayrıca kardiyotonik uygulanabilir. Fakat hastalarının sağaltım şansı oldukça düşüktür. A ve C vitamini destekleyici olarak kullanılabilir.

28 Şubat 2020 Cuma

KARACİĞER APSESİ

TANIM/GENEL BAKIŞ
 Karaciğerin bakteriyel enfeksiyonunu takiben oluşan karaciğer apseleri, köpeklerde ve kedilerde nadiren görülür.  
ETİYOLOJİ
 Hematojen veya asendens bilier enfeksiyon hepatik apse oluşumuna neden olabilir. Bartonella diffüz hepatik enfeksiyona ve mikroapsedasyona neden olabilir. 
PATOFİZYOLOJİ
 Karaciğer apseleri genellikle sistemik enfeksiyon veya hepatik hasar ile ilişkilidir. 

BROİLER TAVUKLARDA ASİT SENDROMU

 Broylerlerdeki hızlı büyüme ve gelişmiş metabolik süreçlerle ilgilidir. Etkilenen tavuklar kuvvetle şişmiş bir karın ,hareket etme isteksizliği , solunum sorunları ve siyanoz görülür.  
Etkilenen tavukların pleuroperitoneal boşluğu saman sarısı sıvı ile doludur. Piliçlerdeki hızlı büyüme , akciğer nispeten küçüktür. 
 PHS için ana faktör , artmış kardiyak aktiviteye neden olan hipoksemidir. Sonuçlar pulmoner hipertansiyon,  sağ kalp yetmezliği ve ascitis 
Hipoksemi için acil nedenler ; yetersiz havalandırma, tesislerdeki yüksek amonyak veya toz seviyeleri ,düşük sıcaklıklar, metabolik süreçleri uyarmaktadır.  Karaciğer ve diğer iç organlarda genelleştirilmiş pasif venöz hiperemi ve staz görülmektedir.  

27 Şubat 2020 Perşembe

KAFES TABAKASI YORGUNLUĞU

Tavuklarda ki kafes tabakası yorgunluk sendromu , ayakları ve kırılgan kemikleri üzerinde duramama ile karakterizedir. Esas olarak ,maksimum yumurta atma döneminde genç tavuklarda görülür . Etkilenen tavuklar uzanır ve yemeyi bırakır. Yumurta kabukları ince olur . 
Kemikler incelir ve spontan kırıklar meydana gelir . Kalsiyum, fosfat ve multivitamin preparatlarının diyet ve durulama suyuna ekleyerek , kuş popülasyon yoğunluğunun kafeslerde düzenlenmesi ve yeterli beslenme de durumun olumlu sonucuna  katkıda bulunmaktadır.  

HİPERKERATOZ

Bir devekuşunun hiperkeratoz formu. Ağızda ve gaga da kabarıklıklar görülür. Kükürt içeren aminoasitlerin bozulmuş metabolizması , A vitamini eksikliği vb. ile bağlantılıdır.  

GÖZKÜRESİNİN PROLAPSI

Bu terim gözküresinin orbital boşluktan öne doğru yer değiştirmesi ve büyük oranda gözkapaklarının önünde yer almasını tanımlar . Eksoftalmustan daha ileri klinik durumdur. 
 
  ETİYOLOJİ 
Gözküresinin prolapsı,  genellikle şiddetli travmatik etkilerle gelişir. Trafik kazaları ve köpeklerin birbirleriyle kavga etmesi en yaygın olarak gözlenen nedenlerdendir. Köpeklerde orbitanın lateralini  oluşturan zigomatik  kemer, tam olarak kemikleşmez ve kıkırdaksı bir yapı şeklindedir . Bu yüzden lateral doğrultudan gelen travmalarla gözküresi orijinal lokalizasyonunu kaybederek öne doğru prolobe olur. Brahisefalik hayvanlar hastalığa daha da yatkındır . Çünkü bu hayvanlarda orbita sığdır ve burun kısa olduğu  için travmalardan  daha çok etkilenir. 
  Bu hastalık genellikle genç ve erkek hayvanlarda şekillenir . Bu durum genç kedi-kopeklerin  meraklı mizaçları ve erkek köpeklerin kavga etme eğilimi ile açıklanır. 

Listeriozis



   
                 LİSTERİOZİS


     Evcil hayvanlarda çoğunlukla sporadik ve enzootik olarak ortaya çıkan bakteriyel hastalık. Zona karakterde bir hastalıktır insanlara bulaşık ölü doğumu erken doğuma yol açar.

   
         
                              Erken doğuma bağlı olarak ölüm(abort)
 
 
         Etiyoloji

    Hastalık etkeni gram pozitif bir bakteridir. Listeria monoctyogenes'tir. Hastalığın oluşma sebepleri beslenme yetersizliği, transport, pH'sı 5'in üzerinde olan ve mantarlaşmaya  maruz kalmış mısır ve çayır silajları etkeni fazla içerdiği için böyle yemlerin yenilmesiyle hastalık ortaya çıkar.

   
        Patogenez

   Listeria bütün hayvan türlerinde ve her yaşta görülebilir. Sığırların  koyunlarla yakın temasta olması hastalığın solunum ve percutan yolla bulaşmasına neden olur. ayrıca doğal ve suni tohumlama bulaşmada ikinci derecede etkili olmaktadır. Etken ilk önce bakteriyemi kısa bir süre sonra beyne yerleşerek meningoencephalitis koyunlarda abort ve listeria mastitise yol açar. Gebelerde plasenta yoluyla yavruya geçer. Genç danalar annelerini emme sırasında etkenleri sütle alır. Ayrıca hastalık dışkı, idrar, burun akıntısı ile çevreye yayılır. Genellikle ülkemizde kışın sonu ve ilkbaharda görülür. Koyunlarda hastalığın başlıca kaynağı kış aylarında yedirilen silaj yemleri oluşturur. Ayrıca vitamin A eksikliği ve fosfor yönünden fakir yemlerin yedirilmesi ile de oluşur. koyunların dudak burun ağız ile konjuktiva ları kontrol ettiği sürece bozukluklar ortaya çıkar ve nervus trigeminus nervus hypoglossus sinirlerinde lezyon oluşur. Keçilerde hastalığın seyri daha ağırdır.


Boyunda basınca bağlı olarak yana çevirme ve gözlerde keratit



        Semptomlar

   1- Meningoensefalitik formu :

 Hastalık yalnızca gebe olmayan sığırlarda görülür. Hastalığın görülme oranı %10 dur. Hasta hayvanlar ayrı yürür ve hareketsiz kalırlar saatlerce duvar gibi yerlere yaslanırlar. Sürekli kendi etrafında dönerler. Hasta hayvanlarda iştahta azalma, yüksek ateş, iki taraflı konjonktivitis ortaya çıkması patognomik sayılabilir. Ayrıca hastalarda burun akıntısı, salya artışı, dilin ağzından dışarı sarkması dikkati çeker, koordinasyon bozukluğu, ataksi ve engellere çarpma meydana gelebilir son safhada ise yüz çevresinde felçler görülür.


                 
Keçide koordinasyon bozukluğu




   2- Abortif form :

  Hastalığın formu sığırlarda çok az olarak ortaya çıkar ve sporadik seyirlidir. Hayvanlar enfeksiyona gebeliğin erken döneminde yakalanırsa hastalar 4-7 aydan sonra ortaya çıkar. Daha sonraki dönemlerde prematüre ölü veya zayıf doğumlar görülür. Koyunlarda klinik olarak abortus, retensiyo ve endometritis gözlenir.

             
                                                      Abort



   3- Septisemik form :

  Sığırlarda Listeriozis'in bu formu, yalnızca erken veya zamanında doğan ve hastalığı intrauterin alan birkaç buzağılarda görülmektedir. Buzağılarda doğumdan 3-6 gün sonra aniden yüksek ateş ve sürekli ishal meydana gelir. Hastalığa yakalananlar 3-9 gün içerisinde ise ölürler.
           

                     Septisemik forma bağlı olarak deride kızarıklık
   


4- Mastitis formu :

  İneklerde korkusu takip eden genel durum bozuklukları ile birlikte seyreden bir mastitis meydana gelir. Meme dokusunda küçük sert düğümcükler hissedilir, sağılan süt miktarı azalmış içerisinde sarı  flakonlar bulunur.

           
Memelerde yangı(mastitis)
   
           


         Tanı

  Kesin tanı için laboratuvar muayeneleri ile konur bunun içinde laboratuvara anadan alınan kan ve süt ve fetüsten alınan kan ve beyin parçaları gönderilir.


                       Hasta hayvanlarda kan muayenesinde monositoz
     

   Ayırıcı tanı

  Kuduz, botulismus, kurşun zehirlenmesi, ketozis, borna, gebelik toksemisi, coryza gangrenosa bovum, leptospiroz, kampilobakter enfeksiyonları, coenurus cerebralis, salmonella, enterotoksemi, serebrokortikal nekroz.


        Sağaltım 
   
  Sülfonamid, tetrasiklin, tilozin, ampisilin, trimethoprim kullanımı uygundur. Günde 2 kez ve yüksek dozda oksitetrasiklin verilir.


       Korunma

   Kış mevsiminde ahır hijyenine özen gösterilmelidir. Silaj yemlerin pH'sının 5 ten düşük olmamasına dikkat edilmelidir. Koyunların yemleri kış aylarında kalsiyum fosfor vitamin a ve protein ilave edilmelidir.
 

MİKROFTALMUS

 Bu hastalık konjenital bir anomali şeklinde gelişir ve gözküresinin normalden çok daha küçük gelişimini tanımlar.  Kedi ve köpek yavrularında zaman zaman rastlanmaktadır. Anoftalmi gözküresinin hiç gelişmemesidir. Ancak çoğu olguda az çok göze ilişkin anomalili dokular bulunduğu için pratikte mikroftalmi teriminin kullanımı daha doğrudur. 
  Anomalinin şiddeti değişim gösterebilmektedir.Buna göre görüş kaybı olsa da hâlâ günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek derecede görüş olması mümkündür. Bazı köpek ırklarında bu ve benzeri anomaliler resesif genetik bir özellik göstermektedir.  

  KLİNİK BELİRTİLER 
 Unilateral hastalarda farklılık hemen hasta sahiplerinin dikkatini çekebilir.  Ancak bilateral hafif olgularda hastanın gözküresi  büyüklüğü kardeşleri ya da akranlarıyla karşılaştırılmalıdır . Bazı köpek yavrularında mikroftalmi ile birlikte şaşılık da izlenebilir. 
  SAĞALTIM 
Hastalığın etkili bir sağaltımı yoktur. Mikroftalmik kedi ve köpeklerden yavru alınmamasına yarar vardır. 
  Mikroftalmus bulunan bazı hayvanlarda gözkapakları içeriye doğru dönüp, oküler yüzeyde sürekli irritasyon oluşturuyorsa , hastanın yaşam kalitesini arttırmak için entropiyum  operasyonu yapılabilir.  

ÜRETRANIN KATETERİZASYONU

Sebebi ne olursa olsun idrar retensiyonu olan hastalar, üretral açıklığın korunmasını sağlamak için kateterize edilmelidir. Ayrıca,  idrar analizi için örnek toplamak amacıyla mesanenin kateterizasyonu gerekli olabilir .
Üretral kateterizasyon öncesinde , bir enjektör yardımı ile seyreltilmiş povidon-iyot  çözeltisi prepusyum içine sıkılması ve bölge mümkün olduğunca aseptik olarak hazırlanmalıdır.  


Antiseptik solüsyon prepusyum içine uygulandıktan sonra enjektör uzaklaştırılır ve prepusyal açıklık baş parmak ile işaret parmağı arasında sıkıştırılır.   

BRADZOT HASTALIĞI

Enfektif şirden hastalığı 

BELİRTİLERİ 
Şirdenin ( dördüncü – son midenin) mikrobiyel kökenli ani ölüme yol
açan hastalığıdır.
Hastalık genellikle genç Koyun ve tokluları etkiler.
Ölen Koyunun karın bölgesinde gaz toplanır ve şişer.

KORUNMA VE TEDAVİ 
Hastalığın çok sık görüldüğü yerlerde aşılama 3 hafta ara ile 2 kez
müteakiben her yıl bir kez aşılama yapılmalıdır.
Koyun sürüleri donmuş ve/veya kırağılı meraya çıkartılmamalıdır.
Meraya çıkarma zorunluluğu varsa ağılda bir miktar kaliteli otla
beslenmeli müteakiben meraya çıkartılmalıdır.
 Donmuş veya aşırı soğuk su verilmemelidir.

DR.BEKİR PAKDEMIRLİDEN AÇIKLAMA

Tarım ve Orman bakanlığından açıklama 
Tarım ve Orman bakanı Dr. Bekir pakdemirli tarafından yapılan açıklama;
"Bakanlığımız bünyesinde istihdam edilmek üzere

▶️ 1.163 Mühendis, 

▶️ 11 Sağlık Teknikeri, 

▶️ 50 Teknisyen, 

▶️ 139 Tekniker 

▶️ 790 Veteriner Hekim 

Toplamda 2 bin 153 sözleşmeli personel alımı yapıyoruz. 

Genç kardeşlerime hayırlı olsun." dedi


KECİLERİN BİRBIRINI BOYNUZLAMASINA NASIL BİR ÇÖZÜM BULDU?

KEÇİLERİN BOYNUZLARINA NEDEN HORTUM TAKTI... 
Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde bir çiftçi, birbirlerini boynuzlayarak yaralayan keçilerine ilginç bir çözüm buldu. Hayvanlarını bir bir yakalayan çiftçi, boynuzlarına hortum takarak yaralanmalarının önüne geçti.
Beytüşşebap ilçesinde çetin geçen kış aylarından dolayı 4 ay boyunca ahırlarda bekletilen keçilerin kavgası çiftçileri ilginç bir yöntem bulmasına neden oldu.

Çiftçi, birbirlerini boynuzlayarak yaralanmalarına neden olan hayvanlarını bir bir yakalayıp boynuzlarına hortum taktı.
Boynuzlara takılan hortum ve borular sayesinde kavga eden keçilerin yaralanmasının önüne geçildi.

Bugüne kadar 4 keçisi kavgalar nedeniyle boynuzlanarak telef olan çiftçi, çözümü ancak bu şekilde bulduğunu ifade etti. (Kaynak=hürriyet.com

İŞ İLANLARI

SAKARYA ERENLER ilçesinde bulunan Kaan veteriner kliniğine bayan veteriner teknikeri arkadaş aranmaktadır. 
Detaylar :
  VET.HEK OĞUZ KAĞAN GÜRAL 0545 466 54 36 bilgi için iletişime geçebilirsiniz.

İŞ İLANLARI

ANKARA YASAMKENT MAHALLESİNDE 
Pet Kliniğine deneyimli veteriner hekim aranmaktadır . 
Detaylar yüz yüze görüşülecektir. İletişim: 05553054510

26 Şubat 2020 Çarşamba

DİL NEKROZU

Dil ucu nekrozu , kronik böbrek yetmezliği olan köpeklerde nispeten benzersiz bir lezyondur. Üremik vaskulitis ve tromboz , dilin kenarları da dahil olmak üzere ağız boşluğunda (stomatitis , erozyonlar ve ülserler , kötü kokular ) nekroz ve mukozada kabuklanmalara  yol açar.

Şiddetli durumlarda , dilin ucunun kabuklanmasına  neden olarak geniş subepitelyal fibrinoid nekroz ve fokal iskemi gözlenir. Lezyonlar ağrılı olabilir ve bu tür hastalarda sık görülen anoreksiye  neden bulunabilir. 

Social